Skolyoz

Skolyaza Bir Bakış

Skolyoz, büyüme çağındaki çocukların geleceğini tehdit eden bir hastalıktır. Hastalık erken belirlendiğinde tedavide önemli bir başarı sağlanabilir. Ancak zamanında teşhis edilemeyen omurga eğrilikleri ilerlemişse, çocukların normal gelişimi engellenir, erişkinlik döneminde; bel ve sırt ağrıları, kalp ve akciğer fonksiyon bozuklukları ortaya çıkar.

Skolyozun en önemli belirtileri şunlardır:

  •  Omuzlar arasında dengesizlik gelişir, bir omuzun diğerine göre aşağıda olduğu görülür.
  • Kollar ile vücut arasındaki mesafenin eşitliği ve vücudun dengesi bozulur.
  • Baş bir yana vücut bir yana savrulduğu için çocuklar bir bacaklarının daha uzun olduğu duygusuna kapılır.
  • Kalçalar arasında dengesizlik gelişir, bir kalçanın diğerine göre aşağıda olduğu görülür.
  • Kız çocuklarının eteğinin bir bölümü yukarı çeker.
  • Arkadan bakıldığında omurganın düz olmadığı sağa-sola doğru eğrildiği gözlenir.
  • Sırtta bir tarafta çıkıntı, kamburluk görünür, bu çıkıntı öne eğilme ile artar.
  • Gövdenin yana doğru kaydığı görülür.
  • Skolyoz olanlarda sırt ve bel ağrıları olur
  • Skolyoz ileri derecedeyse nefes darlığı ve yorgunluk hissi oluşur.

Skolyoz Dereceleri Nelerdir?

Skolyozun doğal seyri her zaman aynı kalmayabilir. Omurga eğriliği ilerleyebilir, aynı kalabilir veya nadiren düzelebilir. Birbirini izleyen iki veya daha fazla muayenede 20° nin üzerindeki eğriliklerde omurgada 5° veya daha fazla artış olması, 20° nin altındaki eğriliklerde 10° lik artış olması ilerleme olarak düşünülür. Çift eğriliklerde sırt bölgesindeki eğrilikler, kız cinsiyet, tanı sırasında eğriliğin derecesinin büyük olması, 10 yaşın altında tanı konulan eğrilikler ilerlemeye meyillidir. 20° nin altındaki eğriliklerde ilerleme oranı oldukça düşüktür. Skolyoz sınıflandırması aşağıdaki gibi yapılabilir:

Kronolojik Sınıflandırma:

  1. İnfantil dönem: 0-3 yaş arası
  2. Juvenil dönem: 3-10 yaş arası
  3. Adolesan dönem: 10-18 yaş arası
  4. Erişkin dönemi: 18 yaş ve üstü

Açısal Sınıflandırma: Açısal skolyoz derecelendirilmesi için görüntüleme yöntemlerinden faydalanır. Görüntüleme yöntemi sonrasında omurgadaki eğrilik açı cinsinden teşhis edilir. Bu yöntem özellikle skolyoza cerrahi anlamda müdahale gerekliliğinin kararlaştırılması esnasında faydalıdır.

*10° nin altındaki açılar: Sağlık üzerine her hangi etkisi olmayan küçük eğriliklerdir. Bu derece tıp dilinde “spinal asimetri” adı ile bilinir. Eğriliğin skolyoz olabilmesi için 10° nin üzerinde olması gerekir. 10° nin altındaki açılar “Cobb açısı” olarak adlandırılır. Düşük dereceli eğrilikler ilerleyen zamanlarda skolyoz riski oluşturmaması için gözlem altında tutulur. Bu durumda önemli olan skolyozun ilerleyip ilerlemediğinin tespitinin yapılmasıdır.

*20° ile 40° arasındaki açılar: Adolesan dönemde gözlenir. Orta derecelerdeki skolyoz için uzmanlar egzersiz, fizik tedavi ve korse tavsiye eder. Aralarında en etkili tedavi yöntemi korsedir. Uygulanan korse tedavisinden beklenen, eğriliğin gözle görülür şekilde düzelmesinden ziyade ilerleme hızının yavaşlaması ve cerrahi müdahaleye gerek kalmadan tedavi edilmesidir. Büyüme devam ettiği sürece korsenin günde 23 saat takılması gerekir.

*40° nin üzerindeki açılar: Büyümesini büyük ölçüde tamamlamış ve büyük olasılıkla ilerleme riski olmayan durumlardır. Bu nedenle skolyoz büyümesi tamamlanmış kişilerde cerrahi müdahale kararı verilebilmesi için sırt bölgesindeki eğriliklerin 45-50° nin üzerinde olması; bel bölgesindeki eğriliklerin ise 40° nin üzerinde olması gerekir. Cerrahi müdahale gereken durumlardır. Genel olarak 40° nin üstündeki eğriliklerde cerrahi gündeme gelir. Cerrahi müdahaledeki ilk amaç gövde simetrisinin sağlanmasıdır.

Hastaya skolyoz tanısı konduktan sonra genel olarak kullanılan üç yöntem uygulanır:

Gözlem: 20° den küçük eğrilikler için uygundur. Belli aralıklar ile takip yapma, sportif faaliyetler ve genel vücut kondisyonunu arttırmaktan ibarettir. Skolyoza özel Schroth fizyoterapi egzersizleri faydalı olabilir. Küçük çocuklarda egzersizler çocukta bıkkınlık yaratmayacak şekilde planlanmalı, oyunlar şeklinde öğretilmelidir.

Korse: Korse kullanımı skolyozun konservatif tedavisinin vazgeçilmez bir parçasıdır. Korse kullanımı ile skolyozun ilerlemesi durdurulabilir, klinik görünümün ve eğriliğin düzelmesinde çok olumlu etkileri vardır. Eğriliği 20-40° arasında olan ve büyüme potansiyeli olan çocuklarda oldukça etkili olan bir yöntemdir. Korseyle omurga asimetrik basınçlara karşı desteklenir ve hasta büyüdükçe vücuda uyum sağlayacak şekilde korsenin boyutu değiştirilir. Korse günde 22-23 saat takılır, sadece banyo ve egzersizler sırasında çıkarılır. İlk 15 günden sonra korse içerisinde eğriliğin %50 oranında düzelmesi beklenir. Tedavi tamamlandığında omurga ilk eğrilik derecesinde ya da birkaç derece altında ise tedavi başarılı kabul edilir. Korse, skolyoz hastalarının en çok başvurdukları tedavi yöntemidir. Skolyoz korselerinde amaç; eğrinin şiddetinin önüne geçmek ve mümkünse ameliyatsız bir tedavi sağlamaktır. Korse kullanımının etkinliği, iyi şekilde tasarlanması ve hastanın korseye uyumu ile ilişkilidir. Korse tasarımının doğruluğu dengeli kozmetik görünüm ile değerlendirilebilir.

Cerrahi: Genel olarak 45-50° üzerindeki eğriliklerde gündeme gelir. Akciğer gelişiminin tamamlandığı ergenler ve erişkinlerde düzeltme ve dondurma (sabitleme) ameliyatları uygulanır. Cerrahiye dahil edilen omurlarda hareket sınırlaması yapacağı için mümkün olan en az seviye ameliyat edilerek en fazla düzelme sağlanabilmesi gerekir. Bu nedenle ameliyat öncesi hazırlık ve planlama önemlidir. Skolyozun görüldüğü 10 yaş altındaki çocuklarda büyümeyi ve akciğer gelişimini engelleyeceği için dondurma ameliyatlarından uzak durulması gerekmektedir.

KORSE TEDAVİSİNDE 3 BOYUTLU TEDAVİ

3 boyutlu korse dizaynı Schroth egzersizlerine göre tasarlanmış, genel de Avrupa dizayn korselerde uygulanmaktadır. Bu korselerin asıl dizaynı Jacques Cheneau tarafından geliştirilen Cheneau tip korse dizaynı olarak başlamış ve geliştirilmiştir.

Almanya ekolü Prof.Dr. Hanss Rudolf Weiss’in geliştirdiği Gensingen Brace

Barcelona ekolü Manuel RİGO’nun geliştirdiği RSC Brace

İki farklı konsept de geliştirilmeye devam etmektedir.

CHENEAU Tip Korseleri Tanıyalım

Cheneau tip korseler, skolyoz korse mantığının yerine skolyoza göre korse mantığını geliştirilerek korse uygulanacak kişiye, skolyozun türüne göre özel dizayn edilmektedir. Cheneau tip korse, Boston tarzı korse kullanıcılarının karşılaştıkları korse sıkması, kas zayıflığı ve ciltte kalıcı izlere yol açmaz.

Kullanıcının korse içerisinde nefes almasıyla oluşan bir dinamik harekete olanak sağlar ve hastada sıkma hissi yapmaz. Korse dizaynı mümkün olduğunca hasta konforu gözetilerek yapılır.

Korsenin düzeltici etkisi klinik değerlendirme ile doğrulanmalıdır. Hastanın korseli ve korsesiz iken çekilen röntgen görüntülerinin karşılaştırılması ile aradaki açısal farkın azaldığının görülmesi korsenin başarısının kanıtı olacaktır.         

Günlük korse kullanım süresi tamamen doktorunuzun önerdiği sürede kullanılmalıdır.

SOSORT 2018 toplantısında sunulan araştırmalarda günlük 16 saat ve üzerinde korse kullanımının faydalı olduğu, 20 saat kullanımda korsenin en başarılı zamanı olduğu belirtilmiştir.

Skolyozun Tedavi Yöntemleri

Omurganın doğru hizasını koruyan bir yapıya sahip olması vücut için önemlidir. Skolyoz, omurganın sağa ya da sola doğru eğrildiği bir rahatsızlıktır, bu da omurganın düz hat şeklini kaybetmesine neden olur. Skolyozun tedavisi, erken teşhis ve uygun müdahale ile mümkündür. İlerlemediği takdirde, skolyoz ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir.

Skolyozun Belirtileri ve Tedavi Seçenekleri

Skolyozun belirtileri arasında omuzlar arasında dengesizlik, başın bir tarafa eğilmesi, belde veya sırta doğru çıkıntılar görülmesi bulunur. Tedavi seçenekleri arasında gözlem, korse kullanımı ve cerrahi müdahale yer alır. Korse kullanımı, özellikle skolyozun orta dereceli vakalarında etkili bir tedavi yöntemidir ve omurganın düzelmesine yardımcı olabilir.

Skolyozun Derecelendirilmesi ve Hangi Tedavi Yönteminin Uygulanacağı

Skolyozun derecesine göre uygun tedavi yöntemi seçilir. Küçük eğriliklerde gözlem yeterli olabilirken, orta dereceli skolyoz vakalarında korse kullanımı önerilir. Ciddi vakalarda ise cerrahi müdahale gerekebilir. Tedavinin başarısı, düzenli olarak doktor kontrolünde takip edilen bir tedavi planıyla mümkündür.

3 Boyutlu Korse Tedavisi ve Önemi

Son yıllarda, skolyoz tedavisinde 3 boyutlu korse kullanımı önemli bir yer tutmaktadır. Bu korseler, hastanın omurgasını desteklerken aynı zamanda konforunu da sağlar. Özellikle genç hastalarda, skolyozun ilerlemesini durdurmak ve omurgayı düzeltmek için etkili bir seçenektir.

Egzersiz ve Fizik Tedavinin Rolü

Skolyoz tedavisinde egzersiz ve fizik tedavi önemlidir. Doğru tekniklerle yapılan egzersizler, omurgayı güçlendirir ve ağrıları azaltabilir. Fizik tedavi ise hastanın omurga sağlığını iyileştirmeye yardımcı olur. Düzenli egzersiz ve fizik tedavi ile skolyozun ilerlemesi engellenebilir ve hastanın yaşam kalitesi artırılabilir.

Sonuç olarak, skolyoz tedavisi multidisipliner bir yaklaşım gerektirir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile skolyozun ilerlemesi durdurulabilir ve hastanın yaşam kalitesi artırılabilir. Tedavi sürecinde hastanın doktorunun önerilerine uyması ve düzenli olarak kontrollerini yapması önemlidir.

Başa dön tuşu